11 Aralık 2009 Cuma

SON


Evet SON, hem de büyük harflerle SON. Çok klişe bir laftır; 'sevmek her zaman yetmiyor...' Hadi lan ordan dersin duyunca. Ben seveyim, o sevsin, sağlık da olursa, niye yetmesin? Olmuyor işte. İlişki diyorsun, işin içine iki insan giriyor. İki bambaşka insan. Bambaşka anne babanın çocukları, bambaşka şartlarda yetişmiş, bambaşka psikolojide ve bambaşka kişiliklerde iki insan.
Hani diyorlar ya doğadaki en karmaşık canlı insan diye, aslında olayı karmaşıklık değil. İnsanların belli değişkenleri var, tek farkı diğer hayvanlardan, bu değişkenlerin zamanları ve kombinasyonları. Bir filin dişiye kur yapmak istediği zaman ne yapacağı fixtir, ama insanın değil. Bu gibi ufak ayrıntılar bizleri ayıran şeyler. Haa bi de neymiş, düşünüyormuşuz. Düşünüyoruz da ne oluyor Allah aşkına? Boşuna dememişler mi 'düşün düşün boktur işin' diye? Gerek yok kardeşim, her şeyi dengede tutacaksın, hep düşünmeyeceksin, bazen kalas olacaksın...

Bir insana aşık oluyorsun. Bambaşka bir insan. İçin içini yiyor, ne jestler, ne sözler, ne şarkılar, ne şiirler... Artık bi yerden sonra yetmiyor sana bunlar. İnsansın, duygusalsın, doğal olarak karşılık bekliyorsun. Olmuyor. Aşk bitiyor mu? Evet mi? Hadi canım ordan :) Olmaz demeyle aşk bitseydi ne anladım ben o aşkın aşklığından. Bitmez, kovalarsın, içersin, üzülürsün, yeri gelir ağlarsın. Koskoca adam oturur ağlarsın neden böyle oldu diye -ki hayatında diğer her şey yolunda olsa dahi ağlarsın. Bırakmazsın peşini kısacası. Şimdi burası kritik. birkaç ihtimal vardır;

A) O da seni sever, ama hani 'O kişi' olarak tabir edilen kişi değildir.
B) O da seni sever, ve anlarsınız ki birbiriniz için yaradılmışsınız. Ne mutlu!
C) Ellerin boş kalır, hiçbir zaman beraber olamazsın.

B'yi atıyorum, B'yi yaşayanlar sizlere sağlıklı ve mutlu bir ömür diliyorum, bir yastıkta kocayın inşallah.
Geri kalanlara göz atalım. Ama çok dikkatli bakalım. A mı iyi C mi? Eğer C olursa hep aklında kalacak 'ya benim için uygun kişi o idiyse?' diye. Hep içini kemirecek bu düşünce, üzecek seni. Neden sevmedi, beni, neden?
Peki A? Beraber olursunuz, çok seversiniz birbirinizi, çok şey yaşar, çok şey atlatırsınız ama... Ama olmaz. Olmaz işte, bir sebebi yok. Sen ve O birbiriniz için yaratılmamışsınızdır. Çok seversiniz tamam, ama olmaz. Uyuşamazsınız. Senkronize olamaz kişilik dalgalarınız.

Peki o zaman hangisi diyenler olacak.
Açık olarak söyleyeyim, ben bu seçimi yapamam. A'nın tasası ayrııı, C'nin tasası ayrı. İnsan gibi en büyük değişkenlere sahip yaratığı ilgilendiren bu seçenekler arasında şahsen ben seçimi yapamam. Ancak bir şey söyleyebilirim ki, A şıkkı çok acıtıyor.

Seviyorsun, o da seviyor. Dahası var mı ya? Birbirinizi çok seviyorsunuz. Eee ne güzel işte, nedir sorun? Olmuyor dedik ya, olmuyor. O seni anlamıyor, onun seni neden anlamadığını sen anlamıyorsun. O kendini senin yerine koyamıyor, çünkü erkeklik gururundan bihaber. Bir gün olay çıkarıyor bir küçük mevzu yüzünden, bir bakıyorsun ki 3 gün sonra aynısını o yapıyor. Ama seviyor. Ne olacak???
Olmaz arkadaşım olmaz. Beraber yaşamak kolay şey değildir, maalesef bu şekilde olmaz. Sonraki kısım en acı kısımdır. Gerçi Minik Serçe de boşuna dememiş 'acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir" diye. Eee hayat da uzun bir müzikal zaten. Burdan sonra acı var. Ama nasıl bir acı ki, ne bir tartışmadan sonra, ne en büyük kavgadan sonra yaşanmamış bir acı. İçini kemiren, çözümü olmayan bir acı. Hayatın acısı, hayatın nankörlüğünün acısı. Hayatı cezalandırabilecek misin bu nankörlüğü için? Hayır! İşte bu yüzden tarif edilmez, çözümü bulunmaz bir acı. Geçmesinin çaresi yok ama şunu tahmin ediyorum, geçmek istediği zaman geçecek olan da yine o acının kendisi. Bizim elimizden gelen bir şey yok.

İlişkiler çok karmaşıktır, bir o kadar da basittir. Neden çıkarsın biriyle? Tanımak için, bağ kurmak için. Eski zaman çıkmazlarmış nişan olurmuş, şimdi daha avantajlısın, hiçbir resmiyetin yok. Çıkın kardeşim, tanıyın, keşfedin, öğrenin görün birbirinizi. Ama en önemlisi anlayın. Anlamaya çalışın. Düşünün bu neden böyle oldu, şu neden şöyle olmadı diye ve ardından konuşun. Karşılıklı olarak düşünme ve konuşmanın olduğu ilişkiler, en sağlam ilişkilerdir. Kafan rahat, kafası rahat. Neden? E konuşuyorsunuz kardeşim işte, her şeyi konuşuyorsunuz. Diyeceksiniz ki 'ee her konuşma karşılıklı anlayışla mı bitiyor?' Hayır, elbette öyle bitmiyor ama ne olursa olsun karşılıklı anlaşmazlığı bile görebilmek o ilişkiyi sağlam yapmaz mı? Bitmeyecek anlamında değil bu sağlam, açıkları yok anlamında. Eksikleri yok. Olmayacaksa zaten olmaz, bunu da konuşursunuz, ama ya olursa?

Şimdiye kadar aşkın, sevginin, hayatın anlamını kim çözmüş ki bana açıklaması kalsın. Ben gördüğümü, yaşadığımı ve en önemlisi düşündüklerimi paylaşıyorum. Ne güzel şey paylaşmak...

Umarım benim hikayemdeki o kişi dahil, çevremdeki bütün hak eden insanlar B şıkkını bulurlar. Yıllar sonra bir gün bana o tarih ve o saati bildirin ki, bir çiçek de ben yollayayım...

Sağlıcakla kalın,

Sevgiler,

Şanssız Adam